"SINIF ÖĞRETMENİ BİLGİYİ AKTARAN KİŞİ DEĞİL, BİLGİE ULAŞMA YOLLARINI ÖĞRETEN KİŞİDİR"

Prof. Dr. Nuray SENEMOĞLU

Sınıf öğretmeni nedir? Kimler sınıf öğretmeni olabilir?

     İlköğretimin ilk beş yılında, yani il-kokul döneminde görev yapan Öğretmenlere sınıf öğretmeni diyoruz. Kimlerin sınıf öğretmeni olabildiğine gelince, bu sorunun cevabını vermek oldukça güç. Çünkü şu anda Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğretmen atamalanna baktığımızda hangi branştan mezun olursa olsun bütün üniversite mezunlannın sınıf öğretmeni olarak atanabildiğini görmekteyiz. Oysa sınıf öğretmenliği özel bir eğiti-mi gerektirir. Bugün bu öğretmenleri yetiştirmek üzere, Bazı eğitim fakültelerinde sınıf öğretmenliği bölümleri vardır. Sınıf öğretmeni olarak sadece adı geçen bölümlerden mezun olanlar atanmalıdır, hatta seçilerek atanmalıdır. Çünkü ilko-kul dönemindeki öğretmen, çocuğun yaşamında, (okulöncesi eğitim dönemindeki öğretmen dışında) diğer bütün eğitim kademelerindeki öğretmenlerden çok daha önemli bir etkiye sahiptir. Bu nedenle sınıf öğretmeni olarak atanacak öğretmenlerin ilkokul öğretmenlerinde bulunması gereken nitelikleri kazandıracak bir programla yetiştirilmesi gerekmektedir.

Sınıf öğretmeninin gelecek nesillerin yetişmesindeki önemini biraz açar mısınız.

     Yapılan araştırmalar şunu göster-mektedir: Çocuklara ilk yıllarda yapılacak eğitimin niteliği, gelecekleri başarıla-rı, okula karşı, derslere karşı ve kendilerine karşı tutumları üstünde önemli bir etkiye sahiptir. Bu durumda, okulöncesi ve İlkokul döneminde çocukla etkileşim-de bulunan kişilerin, özellikle de öğretmenlerin çocukların geleceğini biçimlendirmede, sağlıklı bir kişilik kazanmalann da büyük rolü olduğunu söylemek mümkündür. Öğretmen, düzenleyeceği zengin, uyana bir çevre ile çocukların gelişimlerini hızlandırabileceği gibi uygun olmayan ortamlar hazırlayarak da onları sınırlandırabilir, gelişimlerini engelleyebilir.

     Ayrıca çocuk için ilkokul öğretmeni ana-babasından bile önde gelen Tanrı-sallaştırılmış" bir kişidir. "O" ne derse doğrudur: ne yaparsa iyidir, güzeldir. Çocuğun gözünde böylesine yüceleşen ilkokul öğretmeni, çocuğun en çok model aldığı kişilerden biridir.Dolayısıyla eğitim ortamındaki örnek davranışlarıyla çocu-ğun sağlıklı kişilik gelişimine yardım et-mede ya da olumsuz bir kişiliğe sahip ol-masında da büyük rolü olan kişidir.

     Sonuç olarak, ilkokul öğretmeni, il-kokul eğitim programında yer alan konu alanlarına ait bilgileri çocuklara aktaran onları araştırmaya, yaratıcılığa, girişken-liğe yönelten, kendilerine ve dış dünyaya karşın olumlu tutumlar geliştirmelerine yardım eden, başkalanyla etkili iletişim kurma becerilerinin gelişimini sağlayan kişidir. Bu durumda: yarının büyüklerinin nitelikleri, büyük ölçüde o günün sınıf öğretmenlerinin niteliklerinden etkilenmektedir. Toplumdaki iyi vatanda-şın, nitelikli ana-babanın, nitelikli mes-lek adamının, nitelikli politikacının te-melleri ilkokul öğretmenleri tarafından oluşturulmaktadır. O halde sınıf öğret-menliği, çağdaş uygarlık düzeyinin üs-tüne çıkmayı amaçlayan toplumumuz-da, her önüne gelen kişinin atandığı bir meslek alanı değil, hizmet öncesinde ve hizmet içinde özel bir eğitimi gerektiren bir meslek alanı olarak düşünülmelidir.

Çocuklara ilk yıllarda yapılacak eğitimin niteliği, gelecekteki ba şanları, okula karşı, derslere karşı ve kendilerine karşı tutumları üstünde önemli bir etkiye sahiptir. Bu durumda, okulöncesi ve ilkokul döneminde çocukla etkileşimde bulunan kişilerin, özellikle de öğretmenlerin çocukların geleceğini biçimlendirmede, sağlıklı bir kişilik kazanmalarında büyük rolü olduğunu söylemek mümkündür. Öğretmen, düzenleyeceği zengin, uyarıcı bir çevre ile çocukların gelişimlerini hızlandırabileceği gibi uygun olmayan ortamlar hazırlayarak da onları sınırlandırabilir, gelişimlerini engelleyebilir.

Çocuğun ve toplumun yaşamında böylesine önemli olan sınıf öğ-retmeninde bulunması gereken nitelikler nelerdir?

     Her şeyden önce öğretme yani öğrenmeyi sağlama faaliyeti, yaratıcı dü-şünmeyi, buluşu, seçme ve karar ver-meyi kapsayan çok karmaşık, dinamik ve çok talepkâr bir süreçtir. Sınıf öğret-meninin bu işgörüyü =(fonksiyonunu) yerine getirebilmesi için temel olarak, çocukların gelişim düzeylerini ve ihtiyaçlarını tanıma, öğretme-öğrenme ortamlarını çocukların ilgi ve ihtiyaçlarını karşılayacak, tüm gelişimlerine yardım edecek şekilde düzenleme; çocukların ka-zandıkları davranışları ve uyguladığı programın ne derecede etkili olduğunu belirlemek üzere ölçme ve değerlendir-me becerilerine sahip olmalıdır.

     Sınıf öğretmenleri ilkokul eğitim programında yer alan konu alanlarının temel ilkeleri ve süreçleri konusunda kendilerine güven duyacak düzeyde bilgiye sahip olmalı ve bu alanlan çocuklara en etkili şekilde nasıl öğretecekleri ko-nusunda yeterlik kazanmalıdır. Kısacası çocukların öğrenme yollarına uygun bir şekilde öğretimi planlaya-bilirme, düzenleyebilme, uygulayabilme ve değerlendirebilmelidirler. Özellikle sınıf öğretmeni bilgiyi aktaran kişi değil, bilgiye ulaşma ve öğrenme yollarını öğreten kişi olmalıdır. Çocuklann kendi öğrenme yollarının farkına varmalarını sınıf yukarıda da belirttiğim gibi; gerek öğrencilerini tanıma, gerekse öğrencilerinin öğrenmelerini izleme, öğrenme düzeylerini belirleme amacıyla yeterli ölçme ve değerlendirme becerilerine de sahip olması gerekir. Sınıf öğretmenlerinin çok yeterli olması gereken diğer bir alan da meslektaşlarıyla, okuldaki diğer personelle, ana-babalarla ve toplumla etkili iletişim kurma ve işbirliği yapabilme be-cerileridir. Buna ek olarak eğitimle ilgili değerleri ve sorunları anlayabilme ve çö-zümü İçin girişimlerde bulunabilme ye-terlikleri de öğretmenlerin sahip olmaları beklenen nitelikler olarak düşünülebilir.

Sınıf öğretmenlerine bu nitelikleri kazandırmada etkili olabilecek hizmet öncesi eğitim nasıl olmalı ve eğitim programlan hangi özelliklere sahip olmalıdır?

     Bugün, teorik olarak, sınıf öğretmenleri, dört yıllık eğitim fakültelerinin sınıf öğretmenliği bölümlerinden yetiş-mektedirler.Ancak. tek başına öğrenim süresini artırarak sınıf öğretmenlerinin daha nitelikli olarak yetiştirilebileceğini düşünmek mümkün değildir. Türki-ye'de sınıf öğretmenliği bölümlerinin eğitim programlan incelendiğinde, gelişmiş ülkelerin yirmi yıl önce terk ettiği, teori ağırlıklı, uygulamayı gözardı ederi eğitim programlannın uygulanmakta olduğu görülmektedir. Artık, uygulamaya aktarılamayan eğitim teorilerini çalış-mak geçerliğini yitirmiştir. Bugün teori, çocuğun düşünmeyi, anlamayı, yaratı-cılığı, birbirleriyle ve dünyayla iletişim kurmayı öğrenmesi ile, çocuğun öğren-mesini en etkili olarak sağlama yollarıyla ilgilidir. Bu nedenle, öğretmen eğitimi yapan kurumlar teori ve uygulamayı bütünleştirmek için çaba harcamak zorundadır. Çağdaş öğretmen eğitimi programlanyla, öğretmen adayları, belli bir durumu gözleyebilen, analiz edebi-len, bir duruma değişik bakış açıların-dan bakabilen, öğretme-öğrenme du-rumlarını değerlendirerek kendine özgü çözüm yollarını geliştirebilen, duruma uygun olarak geliştirdiği ilkeleri uygula-yıp yeniden gözden geçiren, kendi ilke ve kuramlannı oluşturabilen kişiler (ref-lective practitioner) olarak yetiştirilmek-tedirler. Bu durum ise öğretmen eğitiminin kalbi olarak görülen uygulamaya mektedlr. Bizim ülkemizde de dört yıllık eğitim fakültelerinin sınıf öğretmenliği bölümlerinde uygulanmakta olan eği tim programlarında, okul dayanaklı ya şantı kazanma ve öğretme uygulamalanna ayrılan zamanın artırılması yaşam sal bir önem taşımaktadır. Ayrıca bu zamanın da öğretmen adayları tarafından yukarıda belirlenen nitelikleri kazanabilecekleri şekilde etkili olarak kullanılmasında gerekli rehberliğin yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

      Öğretmenlik uygulamaları ve diğer okul dayanaklı yaşantı kazandırıcı nitelikteki kurslara (gözlem vb.) ayrılan zamanın artırılmasından başka, sınıf öğretmenliği programlarında düzeltilmesi gereken diğer bir nokta da şudur: Eğitim programında yer alan tarih, coğrafya, matematik, fizik, kimya, biyoloji gibi konu alanları, bu konu alanlarında uzmanlaşacak kişilere kazandırılacak davranışlar da değil, konu alanlarının temel ilkeleri, süreçleri ve bunların ilkokul çocuğuna nasıl öğretileceği, kazandırılacağı üstünde odaklaşmalıdır. Aksi takdirde öğretmen adayları, konu alanlarına ilişkin uzmanlık düzeyinde bilgiler kazanmakta, fakat ilkokul çocuğuna öğretmesi gereken matematiği, fen bilgisini, sosyal bilgileri vb. nasıl öğreteceğini öğrenmeden okuldan mezun olmaktadırlar. Bu durumda, sınıf öğretmenleri, kendilerine gerekli olan ilkokul programında yer alan konu alanlarına ilişkin bilgiyi ve bunları çocuklara en etkili şekilde öğretme yollarını öğretmenliği sırasında, çoğunlukla deneme-yanılma yoluyla öğrenmekteler; bu öğrenme yolunun maliyeti ise ulusumuz için çok pahalı olmaktadır. Çünkü üstünde deneme yapılan şey, gelecekte topluma yön verecek olan çocuklarımızdır.

Sınıf öğretmeni yetiştirmek üzere, dört yıllık sınıf öğretmenliği bölümlerinden başka ingiltere'de daha etkili bir öğretmen yetiştirme programı olarak görülen iki yıllık lisans üstü düzeyde daha çağdaş bir program hazırlanabilir. Fen-Edebiyat fakültelerinden ilkokul eğitim programında yer alan konu alanlarının birisinde (Matematik, Türkçe, Sosyal Bilgiler, Fen Bilgisi vb.) lisans derecesini alan bireylerden ilkokul öğretmeni olmak isteyenler, iki yıllık bir sınıf öğretmenliği programı ile İlkokul öğretmeni olabilirler. Bu iki yıllık program, ilkokul programında yer alan derslerin temel ilke ve süreçleriyle onların çocuklara nasıl öğretileceğini kapsayan dersleri, eğitim sistemine genel bir bakışı, çocuğun gelişimini ve öğrenmesinin doğasını, program geliştirmeyi, öğretme-öğrenme kaynaklarının düzenlemesi ve yönetimini, ölçme-değerlendirmeyi, velilerle, okuldaki ve toplumdaki diğer kişilerle, etkili iletişim kurma ve işbirliği yapma becerilerini kazandıracak dersleri ve ağırlıklı olarak da öğretmenlik uygulamalarını kapsamalıdır.

Sınıf öğretmenlerinin hizmet öncesi eğitim programlarının nitelikleri üzerinde durduk. Ancak bu programlara girmek İçin sadece öğrenci yerleştirme sınavlarında alman puan yeterli bir ölçüt müdür? Başka ne tür sınavlar yapılabilir?

Bireyin yaşamında can alıcı öneme sahip iki öğretmen grubu; okulöncesi eğitim ve ilkokul öğretmenleridir. Tıp doktoru hastasıyla ilgili en büyük hatayı yaptığı zaman kişi bir kez acı çeker ve yaşamı sonlanır. Doğaldır ki bu durum da küçümsenecek bir olay değildir. Ancak okulöncesi ya da ilkokul öğretmenleri öğrencileri ile ilgili bir hata yaptıkları zaman, onlar yaşamları boyunca acı çekebilirler. Bu hatadan yaşamları boyunca etkilenebilirler. O halde bireylerin ve dolayısıyla toplumun sağlığı için en nitelikli insanların sınıf diretmenizi bölümlerine yönlendirilmeleri gerekmektedir.

     Başka ne tür sınavlar yapılabilir sorusunu cevaplamadan önce; "Acaba sınıf öğretmenliği bölümlerine alınacak öğrenciler için belirlenen taban puanlar yeterli midir? sorusuyla başlamak isterim. Bireyin yaşamında can alıcı öneme sahip iki öğretmen grubu; okulöncesi eğitim ve ilkokul öğretmenleridir. Tıp doktoru hastasıyla ilgili en büyük hatayı yaptığı zaman kişi bir kez acı çeker ve yasamı sonlanır. Doğaldır ki bu durum da küçümsenecek bir olay değildir. Ancak okulöncesi ya da ilkokul öğretmenleri öğrencileri İle ilgili bir hata yaptıkları zaman, onlar yaşamlan boyunca acı çekebilirler. Bu hatadan yaşamlan boyunca etkilenebilirler. O halde bireylerin ve dolayısıyla toplumun sağlığı için en nitelikli insanların sınıf öğretmenliği bölümlerine yönlendirilmeleri gerekmektedir.

     İkinci soruya gelince; sınıf öğretmen! adaylarını seçmek için tek başına ÖYS puanı yeterli olamaz. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi görüşme (mülakat) yapılarak ve tıbbi testlerden de geçirilerek öğretmen adayı bir bütün olarak değerlendirilip seçilmelidir.

Sınıf öğretmenlerinin yetişmelerini sağlayan öğretim elemanları nasıl seçilmelidir?

     Söz konusu öğretim elemanları, sınıf öğretmeni yetiştireceğine göre, öncelikle kendilerinin birer başarılı sınıf öğretmeni olması gerekir. Bir başka deyişle, sınıf öğretmenliği bölümlerindeki öğretim elemanlarının ilkokulda başarılı mesleki tecrübeye sahip olmaları ön koşul olarak alınabilir. Örneğin ingiltere'de Öğretmen Eğitimini Değerlendirme Konseyi (Council for Accreditation of Teacher Education=CATE) öğretim elemanlarının başlangıçtaki başarılı ilkokul öğretmenliği tecrübesini bile yeterli germemekte, beş yılda bir de, bir dönemlik süreye denk gelecek şekilde bir ilkokul sınıfında öğretmenlik yapma koşulunu koymaktadır. Öğretim elemanının, öğrencisinin ihtiyacı olan mesleki rehberliği gerçekçi bir şekilde yapabilmesi için, günün koşullarına göre, İlkokul sınıflanndaki değişmeleri yaşaması gerektiğine inanmaktadır. Türkiye'de de benzer bir uygulama konulabilir.

Şimdiye kadar çocuğun yaşamında önemli bir yere sahip olan sınıf öğretmenlerinin hangi nitelikle-re sahip olmaları ye nasıl yetiştirilmeleri gerektiği üstünde durduk. Şimdi de yine çocuğun gelişiminde Önemli bir etkiye sahip olan ilkokul sınıflarının ve ders saatlerinin düzenlenmesi nasıl olmalıdır, biraz açar mısınız.

     Bir ilkokul sınıfı, her şeyden önce çocukların zevk alacakları, içinde bulunmaktan mutlu olacakları, sıkılmayacakları bir şekilde düzenlenmelidir. Onlar için keyifli, eğlenceli bir yer olmalıdır. Yerleşim düzeni çocukların özgürce ve doğal olarak hareket etmelerine, konuşmalarına, birbirleriyle ve öğretmenleriyle rahatlıkla iletişim kurmalarına olanak vermelidir, ilkokullarda, çocuklar, genellikle birbirinin ensesini ve hepsi sadece karatahtayı ve öğretmenlerini görebilecekleri şekilde sıralar halinde fark dakika oturmaktadırlar. Böyle bir çağdışı uygulamayı terketmenin zamanı çoktan gelmiş geçmiştir. Böyle bir öğretme-öğrenme ortamında çocuğun etkili bir şekilde öğrenmesini beklemek mümkün değildir. Çünkü, çocuğu kalıplayın bu ortam, çocuğun doğasına, gelişim özelliklerine, öğrenme ve öğretme İlkelerine aykırıdır.

     O halde nasıl bir ilkokul sınıfı özlüyoruz? Çocukların bireysel farklılıklarını dikkate alacak, onları bulundukları gelişim düzeyinden alıp bir üst düzeye çıkarabilecek, öğretme-öğrenme etkinliklerine olanak verecek bir sınıf ortamı özlüyoruz. Böyle bir sınıf çok boyutlu olmalıdır. Çocuklar gerektiğinde masalarında, gerektiğinde yerde oturarak çalışabilmeli, gerektiğinde gözlemini, deneyin! yapabilmeli, gerektiğinde bitkisini sulamalı, gerektiğinde de hayvanını beslemelidirler.

     İlkokullarımızda vazgeçmemiz gereken diğer bir özellik de bütün çocuklara aynı anda aynı şeyleri öğretmektir. Öğretme-öğrenme ortamında seçeneklik etkinlikler ve öğretim materyalleri bulunduğu takdirde çocuk kendi gelişim düzeyine, ilgisine en uygun olanını özgürce seçip, öğrenmeye güdülenecektir. ilginin en yüksek olduğu durumda, öğrenmeye güdülenme, öğrenmeye güdülenme durumunda da öğrenmedeki verim en üst düzeydedir. Çocukların ilgilerini, yaratıcılıklarını, merak güdülerini geliştirecek . kendi sorumluluklarım kendilerinin almalarına ve bireysel hızlarıyla ilerlemelerine olanak verecek öğretme-öğrenme etkinlikleri düzenlenmelidir. Böyle bir sistemde, doğal olarak öğretmene büyük bir sorumluluk yüklenmektedir. Öğretmen her çocuğun gelişim özelliklerini, ilgilerini tanımak, her dersten ulaşmış bulunduğu öğrenme düzeyini belirlemek ve ona göre öğretme-öğrenme etkinlikleri düzenlemekle yükümlüdür. Öğretmenin yükü ağır, ancak taşınamaz özellikte değildir. Okullarımızda boş, atıl bir şekilde bulunan geniş alanlar (koridorlar, konferans salonları, spor salonları vb.) etkili bir şekilde kullanılarak, sınıflardaki öğrenci sayılan azaltılabilir. Bir sınıfa birden fazla öğretmen ya da yardımcısı verilebilir. Böylece bireyselleştirilmiş öğretimi sağlamak mümkün olabilir.

     Sonuç olarak, mutlu, kendisiyle ve dış dünyayla barışık, başkalarıyla etkili iletişim kurabilen, kendini yeterlikleriyle ve yetersizlikleriyle kabul eden, yaratıcı, araştırıcı, sorumluluk alan ve yerine getiren bireylerden oluşan bir toplum ol-mayı düşlüyorsak o halde okulöncesi ve ilkokul yıllarından itibaren çocukların merak, araştırma, problem çözme özelliklerini törpüleyen, sınırlandıran sınıf düzenlerinden ve ders sürelerinden vazgeçip, onları geliştirici, zenginleştirici koşulları sağlamanın zamanı gelmiş geçmektedir!