Bilgi Çağı,Değişen Teknoloji ve Eğitim
"İnsanlar öbür canlılar gibi yaradılıştan gevşektir. Onu dürten, uyaran olmazsa hemen hiç düşünmez ve törelerine, alışkanlıklarına bağlı olarak otomat yaşar."
Neden Öğrenme?
Hiçbir canlı, temel gereksinimlerini karşılamak için çevresinden nasıl yararlanacağını öğrenmeksizin uzun süre yaşayamaz.
Organizma yaşamını sürdürebilmek için, çevreye uyum sağlamada etkin olmak ve çok değişken çevrelerde gereksinimlerini gidermek durumundadır. Organizmaya bu esnekliği ise, ancak öğrenme süreci sağlayabilir. (Senemoğlu, 1997) Yani öğrenme, organizmanın ya da bireyin çevreye uyumunda temel bir araçtır. Bu da onu vazgeçilmez kılar
Öğrenme sadece bireyler için değil, yine bireylerin oluşturduğu, toplumlar, devletler için de vazgeçilmez bir unsurdur. Çağımızda öğrenmeye farklı anlamlar yüklenmekte, birey açısından öğrenme "para", "mevki", "toplumsal statü" gibi değerlere giden bir yol olarak görülmektedir.(Bingöl, 2000)
Bilgi Nedir, Nasıl Aktarılır?
Bilgi, öğrenme, araştırma,veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek ve ilkelerdir. Ve doğası gereği artarak çoğalır.
* Yazının keşfinden önce bir kişi edindiği deneyimleri sözlü olarak bir başkasına aktarıyordu. Ve bilginin birikimi çok yavaştı. Bir kişide biriken bilginin bir başkasına geçebilmesi hem zaman hem de mekan olarak yakınlık gerektiriyordu.(Bingöl, 1999)
* Yazının keşfi ile zaman farkı önemini yitirdi. Bilgiler artık taşlara yazılıyor ve uzun zaman saklanabiliyordu. Taş üzerine yazılan yazılar zamana dayanıklıydı ancak taşınması zordu. Bilgiye ulaşmak hala bir sorundu. Bunun çözümü ise kağıt kullanımı ile geldi. Artık bilgiyi taşımak kolaydı ancak bu sefer de çoğaltma sorunu vardı. Bilgi tek kopya idi. Bilgi zamandan ve mekandan bağımsız olarak taşınabiliyor ama hala çok az kişi tarafından ulaşılabiliyordu. Bilgi artık bir güçtü ve onu elinde bulunduran da o güce sahip olmuş oluyordu.(Bingöl, 1999)
* Bilgi tekelleri eserlerin elle çoğaltılmasıyla kırılmaya başladı. Matbaanın bulunması ise bilgini seri olarak çoğaltılması ve büyük kitlelere ulaşmasını sağladı. (Bingöl, 1999)
* Nihayet bilgisayarlar sahneye çıkıverdi. Bilgisayarlar bilgiyi daha sistematik hale getirdi. Daha kolay kullanılabilir, anlaşılabilir kıldı. Bilginin yeni nesillere aktarılmasında bilgisayarların kullanılması fikri Bilgisayar Destekli Eğitim dediğimiz yeni bir ortamı doğurdu.(Bingöl,1999)
* Bilgisayarlar birbirine bağlı olmadığı için bilgi birbirinden bağımsız adalara dağılmış gibiydi. Bilgisayar ağlarının gelişmesi ile bir bilgisayardaki bilgiye bir başka bilgisayardan erişilir oldu. Bu teknolojinin gelişmesi ile Internet olgusu oluştu. Internet iki önemli özgürlüğü beraberinde getirdi: Bilgiyi özgürce yayınlama ve bilgiyi özgürce seçebilme. Daha önce bir bilgiyi duyurabilmek için bir yayınevi veya bir medya kuruluşuyla anlaşmak gerekiyordu. Şimdi Internet sayesinde her isteyen kendi Web sitesini yaratabilir, duyurmak istediği bilgiyi buraya koyabilir ve bunu yaparken kişinin kendinden başka kimse ne konacağına karışmaz. Bilgi kaynağının dilediğini yayınlayabilme özgürlüğünü ilk defa Internet sağlamış oldu. Yine daha önce yayınevlerinin veya medya kuruluşlarının süzgecinden geçen bilgiye ulaşılabilirken şimdi herkes kendi tercih ettiklerine ulaşma imkanına erişti.(Bingöl,1999)
Internetin sağladığı bütün bu özgürlüğe rağmen hala bilgiye ulaşma da bir sorun vardır:Henüz Internet sınırlı sayıda kişinin yararlanabildiği bir olanaktır. Bu da bilginin aktarılması ile ilgili maceranın henüz bitmediğini göstermektedir.
Enformasyon Toplumu ve Nasıl Bir İnsan?
Günümüzde teknoloji toplumsal yaşamın bütün alanları üzerinde etkili olmakta ve artık enformasyon toplumundan söz edilmektedir. İletişim teknolojileri olarak bilinen uydulu, denizaltı kablolu ve bilgisayarlı iletişimlerin gelişmesi yeni bir toplumsal aşamanın yaşanmakta olduğu yolunda düşüncelerin üretilmesine neden olmuştur. Bu aşamaya enformasyon toplumu ya da sanayi sonrası toplum aşaması adı verilmiştir.(Baran, 1998)
Teknolojinin toplumda yaygınlaşmaya ve kullanılmaya başlanmasından sonra değişim kaçınılmaz hale gelmiştir. Eğitimin amaçlarından biri toplumun gereksinimleri doğrultusunda bireyler yetiştirmektir. Buna göre bilgi çağına uygun, bilgi toplumlarının özelliği göz önüne alınarak öğrencileri yetiştirmek zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Günde 6000-7000 civarında bilimsel makalenin yayınlandığı, bilginin 5 yılda bir ikiye katlandığı günümüzde nasıl bir eğitim ve nasıl bir insan sorusu karşımıza çıkmaktadır.(Akkoyunlu,1996)
Nasıl bir insan sorusuna şu yanıt verilebilir:
* Bilgiye ulaşabilen
* Araştıran
* İletişim kurabilen
* Birlikte çalışabilen
* Sürekli öğrenen (öğrenmeyi öğrenme)
* Bilgiyi paylaşabilen
* Teknolojiyi kullanabilen
Bu nedenle eğitim süreci bilgiye ulaşma, bilgiyi analiz etme, değerlendirme, örgütleme ve paylaşma yollarını öğretmek durumundadır.
Peki eğitim sistemi bu istenen özellikleri veriyor mu? Bütün dünyada bu soruya olumlu yanıt vermek için çalışılıyor. Değişik deneyler yapılıyor, modeller geliştiriliyor. Artık öğrenci merkezli, senaryo temelli, "yaparak öğren", "kuralı kendin bul" şeklindeki yaklaşımlar güncellik kazanıyor. Bunların yanında çok önemli bir dizi gelişme de yaşanıyor. Bu gelişmelere yol açanlar ise iletişim, bilişim teknolojileri özellikle de internet .(Bingöl,2000)
Çağın Yeni Seçeneği : Uzaktan Eğitim
Uzaktan eğitim en temel biçimiyle bir öğretmen ile öğrencinin fiziksel bir uzaklıkla ayrılmasından doğan bir gereksinimdir. Bununla birlikte ses, video, bilgisayar verisi ve basılı yayın gibi teknolojiler, genellikle yüz yüze eğitimin yerini alan bir köprü görevi görür. Bu yolla verilen eğitim programları, yetişkinlere aldıkları eğitime ek olarak yeni eğitim olanakları sağlar. Zaman mesafe ya da fiziksel engelli kişiler içinse bu sistem, bulundukları iş-ev ortamında bilgilerini artırma, eğitimlerini sürdürme olanağı demektir.(Özaygen, 2000)
Uzaktan eğitim 1800'lerin sonunda baskı temelli yazışmalı çalışmaların ortaya çıkmasıyla başladı. (Özaygen, 2000)Teknolojinin gelişmesiyle birlikte uzaktan eğitim büyük kitlelerin öğrenme gereksinimleri açısından potansiyel çözüm olarak görüldü. Film, radyo, televizyon gibi iletişim araçları bu kavramın oluşmasını sağladılar. Buradaki en büyük avantaj "iyi" bir ders vericiyi binlerce defa kopyalayarak öğrenciye hem ses, hem de görüntü olarak ulaştırmaktı. Kitabın sadece görüntü olarak ulaşmasından daha zengin bir ortam elde edilmişti. Sınıfın getirdiği fiziksel yakınlık ortadan kalkmış ama zamansal bağımlılık devam ediyordu. Yayın saatini kaçırmamak gerekiyordu. Bir başka sorunda etkileşimin olmamasıydı. Bunlar tek yönlü bilgi aktaran mekanizmalardı.
İşte bu açılardan internet, uzaktan eğitim seçeneği olarak tartışılmaz üstünlüklere sahip bir teknoloji olarak karşımıza çıkıyor. Radyo -televizyonun bütün avantajlarına ek olarak zamansal özgürlüğü ve iki yönlü iletişimi getiriyor. Ayrıca kişiye özel olmak gibi ek avantajları da var.(Bingöl, 2000)
Bütün bu avantajlara rağmen bir çok eğitimcinin uzaktan eğitim ile ilgili kuşkuları vardır. Uzaktan eğitimin yüz yüze eğitime kıyasla ne kadar etkili olabileceği ile ilgili kuşkulardır bunlar. Ancak , uzaktan eğitimle yüz yüze eğitimi karşılaştıran araştırmalara göre etki bakımından ikisi arasında göze batacak büyük bir fark yoktur. Dikkatli bir planlama ve ders ile öğrenci gereksinimlerinin doğru olarak belirlenmesi ile etkili bir uzaktan eğitimden bahsetmek mümkündür. (Özaygen, 2000)
Son zamanlarda yapılan bir çalışma internet ve uzaktan eğitimin etkililiği hakkında bize daha çarpıcı bir bilgi vermektedir. Zuhal Özer'in Bilim ve Teknik dergisinde yayınlanan haberine göre California'da yapılan bir çalışma, tüm öğrenimlerini yalnızca internet kanalıyla gerçekleştiren öğrencilerin, var olan düzen içinde öğrenenlere göre daha iyi öğrendiklerini ortaya koymuştur. Çalışma California Eyalet Üniversitesi'nde 33 sosyoloji öğrencisi üzerinde yapılmıştır. Sınıf rast gele ikiyi bölünmüş ve gruplardan biri 14 hafta boyunca, haftada bir gün bir sınıf içinde geleneksel yöntemle eğitim görmüştür. "On-line" adı verilmiş olan diğer gruptaki öğrenciler ise bu eğitim döneminin başında ve sonunda sınav için bir araya gelmişler ve hiçbir öğrenci kendisinin bir deneyin parçası olduklarını bilmemektedirler.
On-line grubu, rast gele oluşturulmuş üçerli gruplar halinde,elektronik postayı kullanarak eğitimini sürdürmüştür. WWW'deki haftalık tartışmalara, çalışmayı yürüten Jerald Schutte'nin her hafta gerçekleştirdiği canlı oturuma katılmışlardır. Nihayet eğitimin sonunda yapılan sınavlar da ise bu gruptaki öğrenciler %20 daha yüksek notlar almışlardır. Schutte, sanal öğrencilerin on-line çalışmaları sırasında tartışmaya daha açık olmalarının daha başarılı olmalarına neden olduğunu ileriye sürüyor. Ona göre,sanal öğrenciler bir profesörle yüz yüze etkileşim içinde olmamanın getirdiği rahatlığı taşıyorlar.(Özer,1997)
Uzaktan eğitim ile ilgili bir diğer yanlış kanı ise uzaktan eğitimin kendi kendine öğrenebilecek kişilere yönelik bir uygulama sanılmasıdır. Elbette ki ders notları, ödevler, sanal laboratuarlar gibi on-line uygulamalar, öğrencinin değerlendirmekte özgür olduğu şeyler. Ancak eğitim uzaktan verildiğinde, öğrenci kendi bilgi ve ilgilerini öteki öğrencilerle ve eğitmenle paylaşamayacaktır. İşte bu yüzden aradaki boşluğu kapatmak için teknolojinin bir köprü görevi üstlenmesi gerekiyor. Bunun için de internete dayalı uzaktan eğitimde, etkileşimi sağlamak amacıyla forum, e-posta, söyleşi gibi ortamlar sağlanır. Bunun yanı sıra öğrencilerin katılımını, öğretmenlere soru yöneltmelerini kolaylaştıracak ortamlar da sağlanır. (Özaygen, 2000)
Bütün bu sağlanan olanaklar öğrenciler için rahat bir ortam sağlamakta ve sınıf ortamında kendini ifade edemeyen ya da soru sormaktan çekinen öğrenciler için bir avantaj yaratmaktadır. Yapılan incelemelerde sınıfta utangaç olup soru soramayan öğrencilerin internette çok daha rahat ve katılımcı olduklarını ortaya koymaktadır.
Ayrıca İnternet'e dayalı uzaktan eğitim hazırlayanlar bazı eğitim yöntembilimlerinin gelişen internet teknolojisiyle hazırlanmasının (etkileşimli çoklu ortam, bireysel öğrenci izlenmesi, rahat ve sınırsız tartışma ortamı) çok daha etkin ve başarılı olacağı görüşündeler. Çünkü yöntem, öğretmenin yardımı ve ortak çalışmaların yanında öğrencinin kendi başına öğrenmesini sağlıyor. Ayrıca artık yaşam boyu eğitimin önem kazanması ve bu yoldan verilen bir eğitimin yer ve zamandan bağımsızlığı da tercih nedeni oluyor. (Özaygen, 2000)
Bütün bunlara rağmen internete dayalı uzaktan eğitimin olumsuz yanları da bulunmaktadır. Yeterli bilgisayar ağ altyapısının bütün bir ülkede oluşturulması zaman ve para isteyen bir iş. Hızlı gelişen bilgisayar ve yazılım teknolojisinde hangi yeniliklerin kullanılacağı sorun oluşturuyor. Bunun yanı sıra dünyada ve ülkemizde bilgisayar okuryazarlığının yaygınlaşmamış olması bir başka sorun olarak karşımıza çıkıyor.(Özaygen,2000)
Dünya'daki Durum:
İnternet'e dayalı uzaktan eğitimin en sık kullanıldığı alanlar bilgisayar-iletişim teknolojileri, işletme ,mühendislik ve fen bilgileri . Dünyada en yaygın kullanıldığı ülkeler ise ABD,Avustralya ve İngiltere. ABD'de University of Phoenix'te 40 bin, University of Maryland'da 15 bin sanal öğrenci bulunuyor. İllinois Üniversitesi'nde ise 8 master programı bulunuyor. Stanford Üniversitesi'nin Elektrik Bölümü'nün İnternet üzerinden verdiği Yüksek Lisans derecesi bulunuyor. (Özaygen,2000)
Türkiye'deki Durum:
YÖK 19999 yılı sonlarında uzaktan eğitim konusunda olumlu adımlar atmıştır. Artık bir yüksek öğretim kurumu bir başka yüksek öğretim kurumundan uzaktan içerik alabilecek. Dersler uzaktan verilebilecek. Bunlar sınıftaki derslerden farklı tutulmayacak. Ayrıca YÖK içerik geliştirme konusunda da destek olacak. Bütün bu gelişmeler internet üzerinden eğitimi de kapsıyor. (Bingöl, 2000)
Yüksek öğretimde durum buyken ilk ve orta öğretim de durum nedir? MEB temel eğitim projesi çerçevesinde ilköğretim okullarını bilgisayarlaştırıyor. Ama MEB'in işi biraz daha zor görünüyor. Okul, öğretmen, öğrenci sayısının büyüklüğü ve insan kaynakları açısından YÖK'e oranla daha zor durumda. Bilgisayarlaştırma çalışmaları içinde internetleşme var ama açıklanmış somut bir plan henüz bulunmamakta.(Bingöl, 2000)
Türk eğitim sisteminin en önemli sorunlarından birisi de sınava odaklı olmasıdır. Bu yüzden ülkemizde dershane sektörü oldukça gelişmiş durumdadır. Uzaktan eğitim ve internet potansiyelini ilk görenler de dershane sektörü olmuştur. Geçen yıldan beri dershaneler hızla sanallaşmaya başlamışladır.
Ve bir haber:
Banu Cengiz'in Chıp dergisinde yayınlana haberine göre, Bilgi Üniversitesi kendi içinde yürüttüğü çalışmaların sonunda 27 kasım 2000'den itibaren on-line MBA eğitimi vermeye başlayacak. Okulda uzun süredir on-line eğitim verme konusu zaten gündemdeymiş ve araştırmaya başladıklarında YÖK'e başvurmuşlar. YÖK Bilgi Üniversitesi'nin projesini yaklaşık 3 ay boyunca inceledikten sonra onay vermiş. Habere göre e-MBA projesinin hazırlanmasının ilk nedeni, üniversite mezunlarının okullardan iş hayatı için yeterince bilgi ve donanımla çıkmıyor olmaları. Ayrıca yeterli bilgiyle çıkılsa bile zaman içinde bu bilgiler geçerliliklerini kaybedebiliyorlar. e- MBA'da istenirse her gün web üzerindeki ders notları yenilenebiliyor. Aynı gün içersinde çıkmış bir gelişme bile, eğitim kitap değil web tabanlı olduğu için ders notlarına eklenebiliyor. Ülkemizde henüz web'e erişim konusunda bazı zorluklar yaşandığı için, Bilgi Üniversitesi'nin amacı CD-ROM ve DVD-ROM'larla derslerin farklı bir formatta tasarlanmış hallerini de öğrencilere sunmak.
Bilgi Üniversitesi e-MBA konusunda farklı bir yöntem izliyor. Ders notlarının tamamı değil, haftalık olarak bölümlenmiş halleri, öğrencilere internet üzerinden sunuluyor. Bunu yapmaktaki amaç, o haftanın dersinin pekiştiğine inanmadan diğer konuları öğrencilere sunmamak. Her haftanın sonunda çoktan seçmeli soru ya da doğru-yanlış seçenekli soru tipinden oluşan quizler yapılıyor. Öğrencinin kaç quize katıldığı ve kaç doğru ya da yanlışı olduğunun bilgisi de tutuluyor.
İnternete Dayalı Eğitimin Olası Yararları:
* İnternetin öğretim sürecinde kullanımı öğretim işinin zamandan ve mekandan bağımsızlaşmasını sağlayacaktır. Bundan böyle öğretmen ve öğrenciler eğitim faaliyetlerini sınıfın dışına taşıyabileceklerdir. Böylece öğretmen öğrenciler için zaman ve mekanla kısıtlanmış bir kaynak olmaktan çıkarılacaktır. Öğrenci kendisine en uygun saatte web sayfalarına girerek ders materyallerini çalışacaktır.
* Eğitimde mekan önemini yitirdikçe uzak ve ulaşımı zor yerlerde bulunan ya da özürlü olma nedeniyle zorluk çeken öğrencilerin de eğitim olanakları artacaktır. Ayrıca değişen iş koşulları nedeniyle kendisini yetiştirmek isteyenler, çalıştığı için okula gidemeyenler için de önemli bir olanak yaratılmış olacaktır. Böylece hizmet-içi eğitime harcanan paralardan da tasarruf edilebilecektir.
* Zamandan bağımsızlık sağlanması ile her öğrenci öğrenme kapasitesini en etkin biçimde kullanacaktır. Her öğrencinin kendi hızıyla ilerlemesine fırsat verilmiş olacaktır.
* Eğitime uzaktan eğitim yoluyla etkileşimin katılması eğitimin niteliğini yükseltir. Ayrıca uzaktan eğitim uygulamaları geleneksel müfredatı zenginleştirir ve etkinliğini artırır.(Özer,1997)
* İletişim ve ulaştırma gibi alanlarda görülen altyapısal farklılıklar yanında, kültürel ve toplumsal seviye farklarının da bilinçli olarak yapılacak uzaktan eğitim uygulamalarıyla azaltılabilmesi ve bu uygulamanın yurt çapında yaygınlığının sağlanması mümkündür. Bu ise,eğitimin fırsatlar bakımından daha da demokratikleşmesi anlamına gelmektedir.(Özer,1997)
* Uzaktan eğitim başarı ile uygulanabilirse isteyen herkese yükseköğrenim şansı verilebilir. Bu başarılırsa üniversite sınavına ya gerek kalmayacaktır, ya da önemi azalacaktır. Böylece eğitim sistemimiz en önemli hastalığı olan "öğrenmek değil test yapmak" hastalığından kurtulacaktır. Uzaktan eğitim ile bir başka önemli sorun olan fırsat eşitliği sorunu da bir ölçüde iyileştirilebilir.(Bingöl,2000)
KAYNAKÇA
- Akkoyunlu,Buket. "Bilgisayar Okur Yazarlığı Yeterlilikleri İle Mevcut Ders Programlarının Kaynaştırılmasının Öğrenci Başarı ve tutumlarına Etkisi" H.Ü. Eğitim Fakültesi Dergisi,1996 12:127-134
- Bingöl,Haluk ve Çiçekçi,Birtan. "Bilişim Teknolojileri Işığında Eğitim" Bilişim'99, 13-15 Mayıs 99,ODTÜ say:22-27,
- Bingöl, Haluk. "Öğrenmenin "e-" leşmesi,Uzaktan Eğitim veTürkiye"TBD Bilişim Kültür Dergisi, Eylül 2000, Sayı:75, Sayfa: 82-85
- Cengiz, Banu. "İnternetten YÖK Onaylı Diploma" Chıp Bilgisayar Kültürü Dergisi,Kasım 2000, Sayı: 2000/10, Sayfa: 296-298
- Özaygen, Alkım."İnternete Dayalı Uzaktan Eğitim"Bilim ve Teknik Dergisi,Mart 2000,Sayı: 388,Sayfa:100-103
- Özer, Zuhal. "İnternet Daha mı İyi Öğretiyor?" Bilim ve Teknik Dergisi,Mart 1997, Sayı: 352,Sayfa: 8
- Özer, Zuhal. "Teknolojini Yarattığı Yeni Seçenek Uzaktan Eğitim" Bilim ve Teknik Dergisi,Kasım 1997,Sayı:360,Sayfa: 50-56
- Senemoğlu, Nuray."Gelişim Öğrenme ve Öğretim" 1997,Ankara