BİLİŞİM TOPLUMU ÜZERİNE BİR YAZI

Bir millet düşünün herkes teknolojiyle yaşamayı öğrenmiş, onu hayatının bir parçası haline getirmiş, her alanda teknolojiyi doğru kullanabilen... Bu milletin insanları nasıl insanladır? İhtiyaçlarını doğru kavrayıp giderebilen, sürekli kendisini geliştiren ve yenileyen, istediği bilgiye istediği an ulaşabilen bireyler değiller midir?...
Bir de içinde bulunduğumuz toplumun insanlarına bir bakalım, acaba bu söylediğimiz özelliklere sahip miyiz? Bu özelliklere sahip olanların sayısının çok az olduğu ülkemizde yeni yetişecek nesilleri bu özelliklere sahip yetiştirebilir miyiz?
Toplumlar var olmaya başladıkları andan itibaren çeşitli aşamalardan geçmişler ve bu aşamaları çeşitli şekillerde adlandırmışlardır; tarım toplumu, sanayi toplumu gibi...
Bu zamanların favori ismi ise "Bilgi toplumu" ya da "Bilişim Toplumu". İçinde bulunduğumuz dönemin özellikleri göz önünde bulundurulduğunda aslında ifadelerin ne kadar doğru olduğunu anlayabiliriz.
Her ne kadar "Bilgi Toplumu" ve "Bilişim Toplumu" ifadeleri aynı anlamda kullanılsa da aslında aynı anlamda değillerdir. Bu iki ifade arasındaki farkı kavrayabilmek için "Bilgi" ve "Bilişim" sözcüklerinin anlamlarının ayırdında olmamız gerekmektedir. Kısaca "bilgi" nin ve "bilişim"in tanımlarına bir bakalım:
BİLGİ: Karar verme durumunda buluna bir kişinin, karşı karşıya bulunduğu belirsizliği giderir nitelikte bir veri(Bilişim Kasım 1994 - 9).
BİLİŞİM: Bilgi işlem alnında genellikle bilgisayardan da yararlanarak çalışanların çalışma ve sanayi kesimi (Bilişim Kasım 1994 - 10).
Tanımlarda anlaşıldığı gibi bir veri türünü bilişim ise bir alanda çalışan bir kesimi ifade etmektedir.
Bilişim Toplumu ise;Bilgisayar kullanımının yaygınlaşması ve iletişim olanaklarıyla bütünleşmesi sonucunda, bireyler, ulusal toplumla ve uluslar arası toplum olarak insanlığın vardığı yeni bir yaşam biçimidir (Bilişim Kasım 1994 - 10).
Peki nedir bu teni yaşam biçiminin gerektirdikleri? Az önce bahsettiğimiz insanların kendisinde meydana getirmek zorunda olduğu değişme ve gelişme nasıl meydana gelir?
Bu iki soru birbirinden farklı gözükse de aslında hemen hemen aynı durumdan söz etmektedirler.
Bireylerin kendilerini geliştirmesi, değiştirmesi kendilerini eğitmeleriyle mümkündür. Bu eğitim okul çağındaki bireylere (her ne kadar yeterli olmasa da) bir noktaya kadar verilmektedir ancak; eğitimini tamamlamış bireyler için durum biraz daha farklıdır. Bu bireyler öğrenmek istediklerini kendi başlarına öğrenmek zorundadır, yani istediği bilgiye kendi başına ulaşması gerekmektedir.
Günümüzde bilgisayarın hiç kullanılmadığı bir alan kalmadı. Bilgisayar okur- yazarı olmak artık bir ayrıcalık ya da lüks değil bir zorunluluk. İşte bu noktada yaşamımızı istediğimiz şekilde devam ettirebilmemiz için bilişim toplumunun gerektirdiği özelliklere sahip olmak zorundayız. Yani teknolojik yeniliklere, gelişmelere açık olmak ve bu konuda kendimizi eğitmek, istediğimiz bir işe sahip olabilmek için bilgisayar okur- yazarı olmak, en önemlisi bilgiye nasıl ulaşacağımızı ve bilginin nasıl en etkili, en verimli kullanılacağını bilmek gerekmektedir.
Toplum bireylerinin sayılan bu niteliklere sahip hemen olması beklenemez; ancak fazla geç kalmamak gerektiği de su götürmez bir gerçektir. Her şeyin başında toplumu "Bilişim Toplumu" nun ne olduğu hakkında bilinçlendirmek daha sonra "Bilişim Toplumu" olmanın ne denli önemli olduğunu anlatmak gerekir. Öyle ki gelişmiş ülkeleri geriden takip ederken bilişim alanında da gelişememek ülkemizi onlarca yıl daha geriye atacaktır.
Bilişim Toplumu olmak için kazanmak ve kazandırmak zorunda olduğumuz özelliklerin başlıcaları ( Bilişim Ekim 1994-45);
  1. Teknolojik yeniliklere ve bunların yol açtığı değişime uyum gösterme ve sürekli olarak kendini yenileme yeteneği,
  2. İleri teknolojilere yakınlık, özellikle bilgisayar okur- yazarlığı,
  3. Kendi meslek alanlarındakiler için asgari düzeyde bir sosyal bilimler bilgisi, sosyal bilimler alanlarındakiler için de asgari bir fen ve teknoloji bilgisi; özellikle teknolojinin toplumsal etkilerini kavrayabilme yeteneği,
  4. Anadili ile birlikte en az bir dilde yazılı ve sözlü iletişim yeteneği,
  5. Grup halinde çalışabilme, özellikle de disiplinler arası çalışma yapabilme beceri ve yeteneği.
Bu özelliklere sahip bireyler yetiştirebilmek için eğitim kurumlarına büyük iş düşmektedir, ancak bu görevi üstlenen kurumlar yalnızca eğitim kurumları değildir. Eğitim kurumlarıyla birlikte Araştırma-Geliştirme merkezleri de etkin durumdadır. Her ne kadar bu konuda belirli bir seviyeye gelinmiş olsa da bu yeterli değildir. En kısa zamanda ve en iyi şekilde Bilişim Toplumları arasına girebilmek için daha çok çalışmalıyız.

Kişisel Sayfaya Geri Dön

Sınıf Sayfasına Geri Dön



KAYNAKÇA

TÖRECİ, Ersin. "Bilişim Toplumuna Adım Atarken". Bilişim/Mart 1998 Sayı:55 s.14-16

ECZACIBAŞI, Faruk. ULUSOY, Faruk. YILDIZDOĞAN Melsa. "Bilişim Toplumuna Doğru". Bilişim/Ekim 1994 Sayı:16 s.41-46