Sanırım önce biraz kendimden bahsetmem gerekiyor (Kanımca buraya uğradığınıza göre merak ediyorsunuzdur!!!). Kısaca kimlik bilgilerimden söz edeyim; adım RANA, soyadım Öğretir, 1979 yılında doğdum yani 21 yaşındayım. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Programları ve Öğretim Bölümü öğrencisiyim. Bu sene mezun olmayı umut ediyorum. Ailem Eskişehir'de yaşıyor, ben de mezun olduktan sonra (gerçi iş durumuna göre değişir ama...) Eskişehir'e geri dönmeyi planlıyorum. Her ne kadar değişikliğin insanların hayatında sık sık yaşanması gerektiğini savunsam da sanırım yaşayacağım şehri seçerken bu kadar cesaretli davranamıyorum. Biz eğitimciler -bu benim düşüncem tabi ki- değişime açık olmak zorunda olan insanlarız çünkü; zaman öyle hızlı ilerliyor ve bununla beraber her şey o kadar çabuk değişiyor ki insanların kendilerini sürekli yenilemesi gerekiyor. Yeni yetişen neslin de bu değişimlere yabancı kalmamasını ve onların çevresinde olan bitene kolay uyum sağlamasını biz eğitimciler sağlamak zorundayız.
İçinde bulunduğumuz çağın gereği olarak "Bilgi Toplumu" ya da "Bilişim Toplumu" olmak zorundayız. Belki eğitimcilerin sırf bu yüzden değişime ve gelişme açık olması gerekir. Her ne kadar bu iki ifade hakkında pek bir fikrimiz olmasa da en azından kulağa hoş geliyor. NE DERSİNİZ???
Geleceğin eğitimcilerinden birisi olarak, iyi bir eğitim uzmanı ya da her bakımdan iyi bir eğitimci olmak için bu iki kavramın iyi bilinmesinin gerekliliğine inanıyorum. İşte bu yüzden bu konuyla ilgili olarak bir proje hazırladım. Şunu söyleyebilirim ki hazırlarken keyif aldığım nadir konulardan bir tanesiydi, umarım okurken siz de benim kadar keyif alırsınız.
