SALDIRGANLIK DÜZEYLERİ FARKLI LİSE ÖĞRENCİLERİNİN STRESLE BAŞA ÇIKMA YOLLARI:
Özet:
Bu araştırmada saldırganlık düzeyi farklı olan lise
öğrencilerinin üç farklı stresle başa çıkma yolunu kullanma açısından bazı
değişkenlere göre farklı olup olmadığı araştırılmıştır. Araştırmada 491
öğrenciden Stres Ölçeği, Başaçıkma Stratejileri Ölçeği ve kişisel bilgi formu
aracılığı ile bilgi toplanmıştır. Saldırganlık düzeyleri farklı olan gençlerin
kişisel özelliklerini stres kaynağı olarak görüp görmemelerinin stres yaşarken
problem çözme yolunu kullanmalarında farka yol açtığı bulgusu araştırmada elde
edilen tek ortak etki bulgusudur. Bunun dışında elde edilen bulgular, kızların,
annelerinin mezuniyeti orta öğrenim olan ve stres kaynağı olarak aile içi
iletişimsizliği göstermeyen gençlerin daha fazla sosyal destek arama yolunu
tercih ettikleri; saldırganlık düzeyi az olan gençlerin ve ikinci sınıf
öğrencilerinin problem çözme yolunu daha fazla kullandıkları; saldırganlığı
fazla olan ve anneleri ilkokul ve orta öğrenim mezunu olan gençlerin kaçınma
yolunu daha fazla kullandıkları biçimindedir.
ATTITUDES
TOWARD TEACHING PREVENTION AND DEVELOPMENTAL ISSUES AMONG TURKISH COUNSELOR
EDUCATORS
Abstract:
The goal of
this study was to determine existing attitudes of Turkish counselor educators
regarding the need to emphaSIZE prevention and developmental issues in counselor
education programs and to propose ways of incorporating these functions into the
counseling area as necessary. Data were collected via questionnaire from 104
counselor educators who have been working Turkish universities. Of the 50
professors, 23 instructors and 31 research assistants who responded, 36 had
prior school counselor experience and 68 had not. The counselor educators
reported they had given less attention to prevention and developmental issues in
their courses than other issues, but indicated positive attitudes towards
teaching preventive and developmental issues.
Özet:
Araştırmanın amacı, anne ya da baba olan ya da olmayı planlama yaşında
olan insanların hamilelik ve doğumu nasıl algıladıklarını ortaya koymaktır.
Veriler, Erciyes Universitesindeki Evlilik Okulu’na başvuran ve Hamilelik
Psikolojisi ile ilgili konuşmayı izlemeye gelen 52’si kadın 30’u erkek 82
kişiden elde edilmiştir. Katılımcıların yaşları 18-41 arasında degişmektedir.
Olçme aracı olarak, hamilelik ve doğumu olumlu ve olumsuz
sıfatlardan oluşan 21 sıfat çiftini (ağrısız - ağrılı gibi) yedili bir
dereceleme içinde değerlendirmeye dayalı bir anket kullanılmıştır. Katılımcılar
cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi, öğrenci ya da çalışan olma, geçmişte
hamilelik/babalık yaşantısının olup olmaması, medeni hal, çocuk isteyip
istememe, çocuk isteyenlerin isteme gerekçeleri, kaç çocuk sahibi olmak
istedikleri değişkenleri acısından degerlendirilmişlerdir.
Araştırma sonucunda hamilelikte sadece cinsiyet, çocuk sahibi olmak
isteyip istememe ve çocuk sahibi olmayı isteme gerekçeleri değişkenleri arasında
anlamlı farklar varken doğumda bütün değişkenler açısından anlamlı farklar elde
edilmiştir. Araştırmanın sonuçlarına bağlı olarak rehberliğin önleme, alıştırma
ve uyum sağlamaya yardımcı olma işlevlerine dayalı olarak neler yapılabileceğine
ilişkin öneriler sunulmuştur.
ETKİLİ DAVRANMA BECERİLERİ EĞİTİMİNİN BANKA ÇALIŞANLARININ ETKİLİ DAVRANMA
DÜZEYLERİNE ETKİSİ
Özet:
Bu araştırmanın
amacı, 12 saatlik Etkili Davranma Becerileri Eğitiminin banka çalışanlarının
etkili davranma becerileri (assertiveness) düzeyleri üzerindeki etkisini
araştırmaktır. Yöntem olarak tek grup ön-son test modelinin kullanıldığı
araştırmada farklı bankalarda çalışan 16 kişi denek grubunu oluşturmuştur.
Deneysel islem olarak araştırmacının geliştirdigi Etkili Davranma Becerileri
Eğitimi Programı kullanılmıştır. Veri elde etmek için Rathus (1973) tarafından
geliştirilen Rathus Atılganlık Ölçeği’nden yararlanılmıştır. Elde edilen sonuca
göre deneysel işlem olarak kullanılan eğitimin bireylerin etkili davranma
düzeylerinde artış sağlamaktadır. Benzeri eğitimlerin bankaların eğitim
servisleri aracılığı ile diğer çalışanlarına da verilebileceği önerilmiştir.
İFADE EDİCİ SALDIRGANLIK ÖLÇEĞİNİN (ISÖ) TÜRKÇEYE UYARLANMASI ÜZERİNE BİR ÖN ÇALIŞMA
Özet:
Bu araştırmada Campbell ve arkadaşları (1993) tarafından geliştirilen ifade
etmeye yönelik saldırganlığı ölçen EXPAGG adlı ölçeğin geçerlik, güvenirliği ile
ilgili ön bir çalışma sunulmaktadır. Ölçek Ifade Edici Saldırganlık ölçeĝi (ISÖ)
olarak adlandırılmıştır. Lise (n=127) ve üniversite öğrencileri (n=43) ile
yapılan çalışmada ölçeğin liseliler ve üniversiteliler için iç tutarlılık
katsayısı sırası ile .48 (p<.001); .62 (p<.001); testin tekrarı yöntemiyle
hesaplanan Pearson Korelasyon katsayısı liseliler ve üniversiteliler için
sırası ile r= .80 (p<.001) ve r= .85 (p<.001) olarak bulunmuştur. Özer (1994)
tarafından uyarlanan Öfke İfade Tarzı Ölçeği ile yapılan benzer ölçekler
geçerlik katsayısı liseliler için r=.39 (p< .05); üniversiteliler için r=.42
(p< .02) olarak elde edilmiştir. İlk ölçümdeki uçdeğerlerle yapılan geçerlik
çalışmasında liseliler (t=6.74:p<.001) ve üniversiteliler için (U=196;
Ut=135;p<.05) ölçeğin alt ve üst puan grupları arasında anlamlı fark olduğunu
göstermektedir. Bulgulara göre ölçek hem liseliler hem de üniversiteliler için
kullanılabilir nitelikte, ancak üniversiteliler için daha uygun görülmektedir.
Bununla beraber psikometrik çalışmaların sürdürülmesinde yarar vardır.
OKULLARDA ÖNLEYİCİ REHBERLİK HİZMETLERİ
Ozet:
Psikolojik danışma ve rehberliğin temel dört işlevinden birisi önlemedir ve
önleme çalışmalarına istenmeyen durumların olmasını engellemeye yönelik çözüm
arayışı olarak bakılabilir. Farklı düzeyleri olan önleme çalışmaları her türlü
kurumda gerçekleştirilebilirse de okul ortamlarında daha etkili olarak
kullanılabilir. Önleme düzeylerinden ilki olan temel önleyici çalışmaların
amaçlarından birisi, çalışılan grubun üyelerinin duygusal rahatsızlık veya
sıkıntılarını tekrarını azaltmak, diğeri ise grup üyelerinin duygusal
dayanıklılığını artırmaktır. Bu amaçlar, öğrencilere bir dizi temel yasam
becerileri öğreterek sağlanabilir.
REHBERLIKTE ÖNLEME HIZMETLERI
Özet:
Bu makalenin amacı, rehberliĝin dört temel işlevinden birisi olan önlemenin
tanıtılmasıdır. Yazıda önleme adına yapılabilecek genel etkinlikler, dikkate
alınması gerek noktalar ve rehberliğin problem alanlarına göre yapılabilecek
bazı etkinliklerin özellikleri tartışılmış ve uygulamaya yönelik bazı
önerilerden söz edilmiştir.
LİSE
ÖĞRENCİLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİNİ
DEĞERLENDİRMELERİ
Özet:
Bu araştırma lise düzeyindeki öğrencilerin problem çözme becerilerinin
düzeylerini ortaya koymak amacı ile gerçekleştirilmiştir. Normal ve süper lisede
okumakta olan 239’u kız, 155’i erkek toplam 394 öğrenci ile gerçekleştirilen
araştırmada veri toplamak için Problem Çözme Envanteri ve Kişisel Bilgi Formu
kullanılmıştır. Araştırmada okul türü, yaş, cinsiyet, annenin eğitimi ve işi,
babanın eğitimi ve işi, sosyal destek kaynakları olarak sıkıntılarını
konuşabildiği, sıkıntılarını anlayan kişiler değişkenleri incelenmiştir. Elde
edilen başlıca bulgulara göre cinsiyet, okul türü, yaş, babanın işi, bireylerin
sorunlarını konuştukları ve anlaşıldıkları kişilerin kimler olduğu değişkenleri
problem çözme becerilerini algılamada fark yaratmaktadır. Öğrencilerin
annelerinin işi, anne ve babalarının eğitimleri değişkenlerinin ise problem
çözme becerilerini değerlendirmelerinde fark yaratmadığı elde edilen diğer
sonuçlardır.