BİLİŞİM VE EĞİTİM İLİŞKİSİ |
BİLGİNİN ÇAĞIMIZA ETKİLERİ
Tıpkı insan nesilleri gibi, bilimsel çağların da jenerasyonlarından bahsetmek
mümkündür. Edison veya Graham Bell gibi kaşiflerin bilime ve teknolojiye
katkılarını başlangıç tarihi olarak alınırsa, 19.yy’ın ortalarından bu yana dört
ayrı bilimsel dönem müşahede edilmektedir. Bunlar, elektrik çağı, atom çağı,
uzay çağı ve bilgi çağıdır. Her dönem, kendine has büyük değişmeleri sağlayan
belirleyici vasıflarıyla adlandırılmaktadır. Bu dönemlerde dünya daha eski
çağlarla kıyaslanmayacak şekilde değişmiştir. Günümüzün bazı özelliklerini şöyle
bir gözden geçirmek, değişimin ne kadar büyük olduğunu gösterecektir. Telefon,
radyo ve televizyon yeryüzündeki tüm insanların anında haberleşebilmesini
sağlarken; otomobiller, trenler ve uçaklar uzaklık kavramını adeta ortadan
kaldırmıştır. Tıp, biyoloji gibi sahalarda yeni buluşlar yapılmış, genetik
kodlar çözülmüş, insan ömrü uzamış, kıt kaynaklardan daha verimli kullanılmaya
başlanmıştır. Maliyeti çok yüksek olmakla birlikte, nükleer santrallerden büyük
enerjiler sağlayan insan, uzayın derinliklerine doğru yolculuklara başlamıştır.
Medeniyetteki bu muhteşem gelişmeler kesintisiz olarak sürüp gitmektedir. Her dönem, kendinden önceki dönemlerdeki gelişmeler tarafından sağlanmaktadır. Esasen buradaki “dönem” kavramını, başlangıcı ve sonu olan bir blok veya kesitin ifadesi anlamında kullanmıyoruz. Ortaya çıkan yeni bir unsur, ya herhangi bir ihtiyaca cevap verdiği sürece varlığını korumakta, ihtiyaç ortadan kalktığında ise medeniyet sahnesinden çekilmektedir; yada, devamlı olarak artan ihtiyaçlar karşısında, kendisi de sürekli olarak gelişerek varlığını idame ettirmektedir. Ancak, bazı unsurlar veya adlandırmalar, zamanla daha ön plana çıkarak içinde bulundukları tarihi sürece damgalarını vurmaktadırlar. Başka bir deyişle, belirleyici bir rol oynamakta ve çağlarındaki pek çok şeye hakim olmaktadırlar. Yukarıda anlatılan tüm değişmelerin ortak özelliği bilgi dir. İnsanlığın birikimiyle son nesil çağa ulaşmış bulunuyoruz. Bilgi, giderek artmakta, yoğunlaşmakta ve yayılmaktadır. Ön plana çıkan bu özellik çağımızda bilgi teknolojilerinin de her alanda pay sahibi olması özellikle bilgisayarlaşmanın süratle artmasıyla gelişirken bilgisayar farkındalığı ve bilgisayar okur yazarlığı kavramlarının doğmasına sebep olup geleneksel okur yazarlıktan , bilgisayar okur yazarlığına geçişin sağlanması için eğitim alanında da önemli adımların atılmasının gerekliliğini arttırmaktadır. Çünkü gelmekte olan yeni çalışma düzeni içinde sadece çalışanlar değil tüm toplum yeni teknolojileri etkin olarak kullanabilecek vasıfta donatılmamışsa o teknolojiden yararlanmaları mümkün olmayacak, bu da sosyal ekonomik veya kültürel gelişime sekte vuracaktır.
Her yeni icat edilen teknoloji ve bu teknolojinin yayılmasıyla birlikte çok
çeşitli değişiklikler yaşanan dünyamızda her geçen gün
Bilişim,
Eğitişim
gibi temeli bilgi, teknoloji ve eğitime dayanan alanlar
oluşup içinde bulunduğumuz bilgi çağında toplumların kalitesini belirleme
konusunda büyük payelere sahip olmaktadır.
|
Bu sayfa;
Hacettepe Üniversitesi
Eğitim Fakültesi
Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü
öğrencisi
Aslı Şengül tarafından
hazırlanıp en son: 05.05.2004 tarihinde güncellenmiştir.